Blog
Piyasalar ve firmalar zor bir dönemden geçiyor. Yaşadığımız bu ekonomik kriz önceki krizlere hiç benzemiyor. Bağıra çağıra geliyorum diyen krize karşı uygulanan bilinçli Mersin’e-Tersine politikalar maalesef bugünlere gelmemize sebep oldu. Herkes faiz arttırdı biz indirdik. Böyle olunca rakamları doğru okuyanlar işin nereye gideceğini gördü ve düşük faizle uzun vadeli krediler aldı. İhracatçılar düşük faizli TL kredi kullandı ve dövizleriyle pusuya yattı. O beklenen gün geldiğinde en çok kredi kullanan firmalar en çok kazandı. “Biri kazanıyorsa diğeri kaybediyordur” kuralı her zaman işlerdi ve işledi. Süreci doğru okuyamayan, kendini gelişmelere kapayan, eski ezberlerle devam eden firmalar kaybedecekti, kaybetti.
Ekonomik kriz; Nakit akışını yönetemeyen, piyasaları takip etmeyen, kendi iç dinamiklerini harekete geçirmeden günü kurtarmaya yönelik finans politikalarıyla süreci yönetmeye çalışan firmaların kapılarına kilit vurdurmaya devam ediyor ve edecek gibi de görünüyor. Böyle olmasının sebebi nedir, neyi eksik yapıyoruz? Bunun sebeplerinden biri firmaların mali verilerini okuyamamasıdır. Böyle olunca firmalar, finans kaynaklarıyla aynı dili konuşamıyor ve kendini yeterince anlamıyor, anlatamıyor ve para kaynaklarına ulaşmakta zorlanıyor.
Mali verilerin röntgeni çekilse erken teşhis hayat kurtaracak, belki de konkordato aşamasına gelmeden zorlu da olsa sağlıklı bir sürece doğru ilerleyecekler. Size nasıl bir strateji uygulamanız gerektiğini mali verileriniz söyler. Bazen küçülmek hayat kurtarır, bazen yerinde saymak aslında ilerlemektir. Küçülecek misiniz, yerinizde mi sayacaksınız sorularının cevabını size rakamlar verecektir. Rakamlar gevezedir hiç susmaz yeter ki kendilerini dinleyen anlayan birini bulsunlar, hep konuşurlar.
Mali verilerinizi okuyun, başınıza gelebilecek şeyleri önceden fark edin ve önlem alın. Devir, oturup bekleme devri değildir, öğrenme gelişme devridir. Öğrenin ve bilin ki hem kendinizi hem iş yaptıklarınızı hem de çalışanlarınızı mağdur etmeyin!..